Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma

İstanbul'da yabancı olmak... Başka bir ülkeden gelmiş olanlara, bildiğiniz gibi "yabancı" diyoruz. Turistler de bu anlamda birer yabancıdırlar.
Bazı yabancılar vardır ki, "yabancı koyun kenara yatar," atasözümüzde olduğu gibi çok çekingen davranır; geldiği yerde yeni biri olduğu, çevresindekilere yanaşmayışından belli olur.
Yerliler de onları kendilerinden saymadıkları için, o yabancıyı kendi aralarına almazlar. Yabancı, oraya konmuş tuhaf bir eşya gibi durur. Bu duruşlar, belki de insanoğlunun insani görüntülerinin en ilgincidir.

İstanbul'un Üsküdar ilçesine gelmiş bir "yabancı".

Fransız edebiyatçı Roland Barthes, yabancı olmayı över. Oralı değilseniz, oradan sorumlu da değilsiniz, der. Kimse sizden yabancısı olduğunuz ülkenin yerlisinden beklenilenleri beklemez. Dilini bilmediğiniz bir yerdeyseniz: bilmediğiniz, anlamadığınız sesleri duydukça kendi kabuğunuza çekilmeye başlarsınız. Yine de duyduğunuz bu tuhaf seslere, kulak konuğu olursunuz. Öngörüler yapmaya başlarsınız.
"Gurbet" sözcüğü, çok önemli bir sözcüktür Türkçemizde. Gurbet, insanın doğup büyüdüğü, aile ocağından uzak, yabancı bir yerdir. Ya "gurbete düşer yolunuz," ya "gurbet elindesinizdir". "Gurbete çıkarsınız"; ola ki: "gurbet elde bir hal," bile "gelebilir başınıza".

Paylaşın!

Bookmark and Share

0 yorum:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails